Felç tedavisi, Felç çok sık rastladığımız ve halk sağlığı açısından küçümsenmeyecek bir problemdir. Halk arasında diğer adı olan inme, Türkiye'de sakatlığın üçüncü en önemli nedenlerindendir. İnme beynin bir damar hastalığıdır. Bu damar hastalığı beyinin kanaması veya beyini besleyen bir damarın tıkanması da olabilir. Damar tıkandığında ise beyin enfarktüsü ortaya çıkmaktadır ve kanama geliştiğinde de buna beyin kanaması adı verilir.

Bu belirtiler vücudun herhangi bir tarafında aniden ortaya çıkan felç, his kaybı, konuşma bozukluğu, görme kaybı, ani gelişen baş dönmesi, bulantı, kusma, çift görme gibi şikâyetlerin bazılarıdır. Hasta eğer karşımıza bu şikâyetlerle gelmiş ise ve bunları açıklayacak başka bir neden yoksa inme yani kısmi felç ile karşı karşıyayız demektir. Tanı mutlaka hastanede konmalıdır. İnme, damar tıkanması veya beyin kanaması olup olmadığı beyin tomografisi veya beyin MR'ı çekilerek anlaşılabilir. Onun haricinde teşhis konulması çok tehlikelidir. İnmeye birçok hastalık sebep olmaktadır ama en sık rastladıklarımız kalp krizine yol açan sorunlar nerede ise tıpa tıp aynıdır. Damar sertliğine sebep olan durumlarda yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, şeker hastalığı, sigara gibi durumlar yol açmaktadır. Damar sertliği sürecine bağlı olarak ortaya çıkan damar darlıkları, tıkanmaları beyin enfarktüsünün en önemli nedenlerinden biridir. İnmenin en erken ne zaman tedavi süreci başarıya döndüğü zamandır. Felç tedavisinde en etkin tedavilerde 3-4 saat arası çok önemlidir ve bu dönemde uygulanan tedavilerde başarı şansı çok yüksek olmuştur. Bu dönemden sonra subakut dediğimiz ikinci evre dönemdir. Bu dönemde yatakta olan ve hareket etmekte dahi zorlanan hastada, tıbbi diğer sorunların ortaya çıktığı evredir. Burada da tıbbi destek tedavisi uygulanmaya başlanır. İkinci evreden sonraki en önemli dönem kronik evredir. Burada da hastalara yapılacak iyilikler rehabilitasyonla ve yeni bir inmeden korumaktan ibarettir. Hastanın felç geçirmiş ise felcini düzeltebilmek için fizik tedavi yaklaşımlarının yapılacağı ve sürdürüleceği dönemdir. Bu zamanla gelişen ve sonucu gösteren bir durumdur. O yüzden doktorun bile en başta bu konuda hiçbir bilgisi hatta tahmini bile yoktur. Tedavi süreci bu durumun nasıl olacağını gösterecektir. İnmenin maalesef erken teşhisi yoktur ama risk faktörleri ortadan kaldırıldığı durumda inme önlenebilmektedir. Risk faktörü taşıyan insanlar ise yüksek tansiyonu olanlar kolesterolü yüksek olanlar şeker hastası olanlar ve sigara kullanan insanların riskleri çoktur.

İnmeye karşı daha öncesinde tedavi yöntemi çok az iken son yılda teknolojinin gelişimi ile bu hastalığında tedavi olanağı artmıştır. Genelde de hastalar damar tıkanıklığından kaynaklanmakta olduğu bilinmektedir. Beyin kanamaları da olabilir. Damar tıkanıklığı hastalığında tek tedavi yöntemi damarı kısa süreliğini de olsa açmak olacaktır. Damar içinde bulunan pıhtıyı almakla olacak bir durumdur. Bu tedavinin yapılma süresi de hasta felç olduktan sonra ilk 4 saat içinde yapılmaktadır. İlk dört saatlik tedavi ve sonrasında anjiyografik tedavinin amacı damarı kısa sürede açılabilmektedir. Tamamen düzelme dediğimiz durum ise hastanın bütün fonksiyonlarını kullanarak eskisi gibi olma durumudur. Tedaviye ne kadar erken başlanılırsa o kadar düzelme ihtimali olacaktır.