Göz felci ne anlama gelir ve neden oluşur?

Göz felci, göz hareketlerini kontrol eden kasların işlevini kısmen veya tamamen kaybetmesi durumudur. Tıbbi olarak "oftalmopleji" olarak adlandırılır. Bu durum, gözün belirli yönlere hareket edememesi, çift görme (diplopi), göz kapağı düşüklüğü (ptosis) veya odaklanma problemleri gibi belirtilerle kendini gösterir. Göz felci, tek bir gözü veya her iki gözü de etkileyebilir ve altta yatan nedenlere bağlı olarak geçici veya kalıcı olabilir.

Göz felci, göz hareketlerinden sorumlu sinirlerin veya kasların hasar görmesi sonucu oluşur. Bu hasarın birçok potansiyel nedeni bulunur:

• Sinir Hasarı: Göz hareketlerini kontrol eden kraniyal sinirlerde (özellikle 3., 4. ve 6. sinirler) meydana gelen hasar veya inflamasyon. Bu sinirler, beyin sapından çıkarak göz kaslarına ulaşır ve hasar gördüklerinde felç gelişebilir.
• Nörolojik Hastalıklar: Multiple skleroz (MS), inme (beyin damar tıkanıklığı veya kanaması), beyin tümörleri veya Parkinson hastalığı gibi nörolojik durumlar göz felcine yol açabilir.
• Enfeksiyonlar: Menenjit, sinüzit veya Lyme hastalığı gibi enfeksiyonlar, göz sinirlerini etkileyerek felce neden olabilir.
• Travma: Kafa veya göz bölgesine alınan darbeler, sinirlerde veya kaslarda hasara yol açabilir.
• Diyabet ve Hipertansiyon: Özellikle diyabetik nöropati veya hipertansiyona bağlı damar problemleri, göz sinirlerinin kanlanmasını bozarak felce sebep olabilir.
• Otoimmün Hastalıklar: Myastenia gravis veya Graves hastalığı gibi bağışıklık sisteminin kendi dokularına saldırdığı durumlar, göz kaslarını veya sinirlerini etkileyebilir.
• Konjenital (Doğuştan) Nedenler: Nadiren, bazı bebeklerde doğuştan göz felci görülebilir.
• Toksik Nedenler: Alkol, ağır metaller veya bazı ilaçların toksik etkileri sinir hasarına yol açabilir.

Göz felci ciddi bir durumun belirtisi olabilir ve acil tıbbi müdahale gerektirebilir. Ani başlayan çift görme, göz kapağı düşüklüğü veya göz hareketlerinde kısıtlılık gibi belirtiler fark edildiğinde, vakit kaybetmeden bir nörolog veya göz hastalıkları uzmanına başvurmak önemlidir. Teşhis için fizik muayene, görüntüleme yöntemleri (MR veya BT) ve kan testleri gibi yöntemler kullanılır. Tedavi ise altta yatan nedene yönelik planlanır ve ilaç tedavisi, cerrahi müdahale veya rehabilitasyon gibi seçenekleri içerebilir.